• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

çökmek

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1574

eylem / verb

eylem / verb – archaic

eylem / verb – chemical

ÇÖKMEK = (çökmek nedir; çökmek ne demek; çökmek İngilizcesi) 1. Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak: Toprak çökmek. Yol çökmek. 2. Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak: Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek. 3. (-e) Çömelmek: «Suyun başına çöküp ellerini, yüzünü yıkamaya koyuldu.» -H. F. Ozansoy. 4. (-e) Oturmak, birdenbire oturmak: «Soluk soluğa yere çöktü.» -F. R. Atay. 5. Deve, sığır vb. olduğu yere oturmak: «Boz renkli bir kaya, tıpkı çökmüş bir hecin sırtını andırıyordu.» -Y. K. Karaosmanoğlu. 6. Şakak, avurt vb. içeri doğru girmek, çukurlaşmak: «Kadının yanakları daha fazla çöktü.» -H. E. Adıvar. 7. Basmak, yayılmak: «Geceleri bazen öyle bir sessizlik çöküyor ki muharebenin bu yerlerde olduğuna insanın inanamayacağı geliyor.» -N. F. Kısakürek. 8. Sis, duman vb. inerek kaplamak: «Alaca karanlıklar çökerken köşk bahçesinin parmaklıklarında görünmektedir.» -S. Birsel. 9. mec. Sarsılıp dinçliğini yitirmek: «Şayet iradesiz bir adamsanız az zamanda çürüyüp çökmeniz pek mümkündür.» -R. H. Karay. 10. Tortu dibe inmek. 11. mec. Son bulmak, yıkılıp dağılmak: «Bir gün vatan çöktü ve millî mabetler istila edildi.» -A. Gündüz. 12. (-e) mec. Yoğun bir biçimde duymak: «Mustafa Kemal'in içine ilk defa bu lisede vatan kaygısı çöktü.» -F. R. Atay.

çökmek = inkırâz bulmak [Türkçe - Osmanlıca]

çökmek = munkarız olmak [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

1: 0 ms