Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2551çukur = ekskavasyon [öz Türkçe - eski terim]
çukur = fossa [öz Türkçe - eski terim]
çukur = fovea [öz Türkçe - eski terim]
çukur = gode [öz Türkçe - eski terim]
çukur = kasis [öz Türkçe - eski terim]
çukur = konkav [öz Türkçe - eski terim]
ÇUKUR = (çukur nedir; çukur ne demek; çukur İngilizcesi) 1. Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer: «Bulaşık çukurunun üstündeki pencere de yandaki büyük eve bakıyor.» -A. Ağaoğlu. 2. Çene ve yanaktaki gamze: «Ne hoş gülerdi, yanaklarının çukuru ne derli toplu açılırdı.» -R. H. Karay. 3. mec. Mezar.
ÇUKUR = (çukur nedir; çukur ne demek; çukur İngilizcesi) Dokuma aygıtı.
ÇUKUR = (çukur nedir; çukur ne demek; çukur İngilizcesi) Engebesi bulunmayan yer, düzlük.
ÇUKUR = (çukur nedir; çukur ne demek; çukur İngilizcesi) Yeşil ve taze iken yenen salatası yapılan ot, hindiba.
çukur = çâh [Türkçe - Osmanlıca]
çukur = çeh [Türkçe - Osmanlıca]
çukur = hafîr [Türkçe - Osmanlıca]
çukur = hufre [Türkçe - Osmanlıca]
çukur = ka'r [Türkçe - Osmanlıca]
çukur = mağâk [Türkçe - Osmanlıca]
çukur = meğâk [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words