Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 17125çengel = hook [öz Türkçe - eski terim]
çengel = hukşat [öz Türkçe - eski terim]
çengel = unkus [öz Türkçe - eski terim]
ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) 1. Parmak uçlarında bulunan keskin kıvrık tırnaklar. 2. Böceklerde ve kabuklularda bacakların ucunda bulunan sivri kıvrık çıkıntılar.
ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) 1. Yemek çatalı. 2. Balık tutmaya yarar çatal araç.
ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) 1. Yemek çatalı: Sofraya çengelleri getirin. 2. Çoban köpeklerinin boynuna takılan dişli demir: Çengelsiz köpek, kurdu iyi parçalayamaz. 3. Pulluğun uç kısmındaki eğri demir. 4. Maşa. 5. Olta.
ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) 1.Parmak uçlarında bulunan keskin, kıvrık tırnaklar, 2. Böceklerde ve kabuklu hayvanlarda bacakların ucunda bulunan sivri, kıvrık çıkıntılar.
ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) Akantosefal, bazı digenetik trematotlar, sestotlar, monogenetik trematotlar ve pentastomitlerin tutunma organı, kanca.
ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) Bakır çalığı: Bu tencerede yemek pişirme çengel gibi olur.
ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) Bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri ve ucu sivri demir: «Alaturka, eski tahta kapısının dışarıdan da içeriden de çengelleri var.» - = Kutlu.
ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) Tarlayı hayvanlardan korumak için kenarına dikilen uzun sırıklar.
çengel = çengâl [Türkçe - Osmanlıca]
çengel = kullâb [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words