• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

çengel

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 17125

ad / noun – computing

ad / noun – medical

ad / noun – music

ad / noun – printing

ad / noun – sports

ad / noun – zoology anatomy

sıfat / adjective

çengel = hook [öz Türkçe - eski terim]

çengel = hukşat [öz Türkçe - eski terim]

çengel = unkus [öz Türkçe - eski terim]

ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) 1. Parmak uçlarında bulunan keskin kıvrık tırnaklar. 2. Böceklerde ve kabuklularda bacakların ucunda bulunan sivri kıvrık çıkıntılar.

ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) 1. Yemek çatalı. 2. Balık tutmaya yarar çatal araç.

ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) 1. Yemek çatalı: Sofraya çengelleri getirin. 2. Çoban köpeklerinin boynuna takılan dişli demir: Çengelsiz köpek, kurdu iyi parçalayamaz. 3. Pulluğun uç kısmındaki eğri demir. 4. Maşa. 5. Olta.

ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) 1.Parmak uçlarında bulunan keskin, kıvrık tırnaklar, 2. Böceklerde ve kabuklu hayvanlarda bacakların ucunda bulunan sivri, kıvrık çıkıntılar.

ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) Akantosefal, bazı digenetik trematotlar, sestotlar, monogenetik trematotlar ve pentastomitlerin tutunma organı, kanca.

ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) Bakır çalığı: Bu tencerede yemek pişirme çengel gibi olur.

ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) Bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri ve ucu sivri demir: «Alaturka, eski tahta kapısının dışarıdan da içeriden de çengelleri var.» - = Kutlu.

ÇENGEL = (çengel nedir; çengel ne demek; çengel İngilizcesi) Tarlayı hayvanlardan korumak için kenarına dikilen uzun sırıklar.

çengel = çengâl [Türkçe - Osmanlıca]

çengel = kullâb [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

1: 1 ms