• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

çarpmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1156

ana kullanım

havacılık

çarpmak = isabet etmek [öz Türkçe - eski terim]

ÇARPMAK = (çarpmak nedir; çarpmak ne demek; çarpmak İngilizcesi) 1. Hızla değmek, vurmak: «Eşiği aştım, içeri girdim, ortada duran uzun bir masaya çarptım.» -A. Kutlu. 2. (-i) Etkisiyle birdenbire hasta etmek: Güneş çarpmak. Kömür çarpmak. 3. (-i) Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramak: «Yeşildirek'te yatan evliya hepinizi çarpar.» -K. Tahir. 4. (-i) El çabukluğu ile çalmak, dolandırarak elde etmek: «Köprüden denizi seyredenlerin cüzdanını hep çarparlar.» -B. Felek. 5. (-i) Kurnazlıkla, zorla ele geçirmek: «İhtiyarın üç aylıkları aldığı günler çıkagelir, allem edip kallem edip zavallının yarı maaşını çarpar kaçar.» -H. Taner. 6. (nsz) Kalp, hızlı hızlı vurmak. 7. (-i, -le) mat. Biri çarpılan, öbürü çarpan denilen iki sayı verildiğinde çarpanı çarpılandaki birim kadar çoğaltarak çarpım adı verilen bir üçüncü sayıyı elde etmek, darp etmek. 8. (-i) mec. Çekiciliğiyle etkilemek, şaşırtmak: «Güzel halk türkülerinde beni çarpan şey bunların hepsinin arkasında bir vaka, bir macera, nihayet bir insan bulunmasıdır.» -B. R. Eyuboğlu.

ÇARPMAK = (çarpmak nedir; çarpmak ne demek; çarpmak İngilizcesi) At koşturmak.

ÇARPMAK = (çarpmak nedir; çarpmak ne demek; çarpmak İngilizcesi) Karşı oyuncuya, iki ayağı yerden kesmeden, gövdenin bütün ağırlığı ile yüklenmek.

ilgili sözler / related words

-a hafifçe çarpmak (dalgalar) -e çarpmak -e çarpmak (araba) -e şiddetle çarpmak (kaza sonucu olarak) çarpmak altı ile çarpmak altıyla çarpmak arabaya çarpmak arkadan çarpmak ayağı bir şeye çarpmak ayağını bir yere çarpmak ayağını taşa çarpmak başını -e çarpmak başka bir gemiye çarpmak beşle çarpmak bir an gözüne çarpmak bir engele çarpmak bir şeye çarpmak bir şeye şiddetle çarpmak birbirine çarpmak birine çarpmak birinin gözüne çarpmak cin çarpmak çalıp çarpmak çarpmak (arabayla) çarpmak (elektrik) çarpmak (göze) çarpmak (kalp) çarpmak (kazara) çarpmak (kötü ruh) çarpmak (sarkan ya da gevşek bir şey) çarpmak (yürek) diye çarpmak dizginine çarpmak dörtle çarpmak elektrik çarpmak geri çarpmak göze çarpmak göze çarpmak kendini göstermek gözüne çarpmak güm diye çarpmak güneş çarpmak gürültü ile yere çarpmak gürültüyle çarpmak gürültüyle çarpmak (araba vb) hafif hafif çarpmak hafifçe çarpmak hava çarpmak hızla çarpmak hızlı çarpmak hızlı hızlı çarpmak iki ile çarpmak ikiyle çarpmak kabaca çarpmak kafası bir şeye çarpmak kafası taşa çarpmak kafasını bir şeye çarpmak veya vurmak kafasını çarpmak kafasını taştan taşa çarpmak kalbi çarpmak kanat çarpmak kapıyı çarpmak karşı yönden gelen bir araca çarpmak karşı yönden gelen bir taşıta çarpmak karşı yönden seyreden bir araca çarpmak karşı yönden seyreden bir taşıta çarpmak karşıdan gelen arabaya çarpmak kayalara çarpmak kayalıklara çarpmak kayaya çarpmak kendisiyle iki kere çarpmak kömür çarpmak köpürüp çarpmak (dalga) kötü bir şekilde göze çarpmak kulağına çarpmak küt diye çarpmak mayına çarpmak on ile çarpmak parasını çarpmak rakip oyuncuya kasten çarpmak sarsılıp birbirine çarpmak ses çıkartacak biçimde çarpmak su çarpmak suya çarpmak şapırtılı bir sesle hafif hafif çarpmak şiddetle çarpmak taşa çarpmak tekrar ikiyle çarpmak yandan çarpmak yayaya çarpmak suretiyle oluşan kaza yayaya çarpmak suretiyle yapılan kaza yedi ile çarpmak yediyle çarpmak yerden yere çarpmak yere çarpmak yokluğu göze çarpmak yokluğu ile göze çarpmak yüreği çarpmak yüz ile çarpmak yüzüne çarpmak yüzüne su çarpmak zoralıma çarpmak

1: 1 ms