• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

çalkalamak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 6856

eylem / verb

çalkalamak = ajite etmek [öz Türkçe - eski terim]

ÇALKALAMAK = (çalkalamak nedir; çalkalamak ne demek; çalkalamak İngilizcesi) 1. Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak: «Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!» -A. İlhan. 2. (nsz) İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak: «Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum.» -Y. Z. Ortaç. 3. Bir şeyi içinden su çarparak geçirmek yolu ile temizlemek: Tabakları çalkalamak. Bardakları çalkalamak. Ağzını çalkalamak. 4. Tahılı sarsarak kalburdan geçirmek, elemek. 5. (nsz) Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak: «Aşağıdan yavrum, aşağıdan diye göbek çalkalıyordu.» -O. C. Kaygılı. 6. Kuluçka yumurtalarını çevirmek. 7. Sağlığının bozulmasına yol açmak.

ÇALKALAMAK = (çalkalamak nedir; çalkalamak ne demek; çalkalamak İngilizcesi) Kalburdan geçirmek.

ilgili sözler / related words

1: 0 ms