• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

yüklü

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 3926

ilgeç / preposition

sıfat / adjective – informal

sıfat / adjective – informal British

teknik

YÜKLÜ = (yüklü nedir; yüklü ne demek; yüklü İngilizcesi) 1. Yükü olan. 2. Yapılacak işi çok olan: O çok yüklü, bu işi başkasına verelim. 3. Çok çalışmayı gerektiren: Bu yılki ders programı çok yüklü. 4. Çok fazla, pek çok: «Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi.» -İ. O. Anar. 5. Bir duyguyu, bir olguyu içinde veya üzerinde fazlaca bulunduran: «Romanları, denemeleri hep kültürle yüklü, çok yanlı, zengindi.» -H. Taner. 6. argo Çok sarhoş. 7. argo Paralı, varlıklı. 8. hlk. Gebe.

YÜKLÜ = (yüklü nedir; yüklü ne demek; yüklü İngilizcesi) Gebe, hâmile.

YÜKLÜ = (yüklü nedir; yüklü ne demek; yüklü İngilizcesi) Gebe.

YÜKLÜ = (yüklü nedir; yüklü ne demek; yüklü İngilizcesi) Meyvesi bol (ağaç için).

yüklü = hamile [öz Türkçe - eski terim]

yüklü = mahmul [Türkçe - Osmanlıca]

1: 10 ms