Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 9251YOLSUZ = (yolsuz nedir; yolsuz ne demek; yolsuz İngilizcesi) 1. Yolu olmayan: «Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız.» -F. R. Atay. 2. Yavaş giden (taşıt): Bu gemi yolsuzdur. 3. mec. Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız: «Kaymakamın yolsuz icraatı, hususi hayatı hep burada konuşulur, kasabanın olup biten işleri hep burada öğrenilirdi.» -R. H. Karay. 4. Törelere, toplumun görüşüne aykırı davranan: «Babam böyle yolsuz bir adam olsaydı anam ne yapardı.» -M. Ş. Esendal.
YOLSUZ = (yolsuz nedir; yolsuz ne demek; yolsuz İngilizcesi) Biçimsiz, uygunsuz, yasaya, töreye aykırı.
YOLSUZ = (yolsuz nedir; yolsuz ne demek; yolsuz İngilizcesi) Gümrah, yolunu şaşırmış olan.
yolsuz = gayrimeşru [öz Türkçe - eski terim]