• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

yoklamak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 3659

bilişim

deyim / idiom

YOKLAMAK = (yoklamak nedir; yoklamak ne demek; yoklamak İngilizcesi) 1. Dokunarak incelemek: «Hem kendimi hem etrafımda gördüğüm eşyayı elimle yokladım.» -R. H. Karay. 2. Bakmak, gözden geçirmek, kontrol etmek: «Gecenin bir vaktinde şeytan gelmiş yoklamış.» -E. Şafak. 3. Durum, bilgi, niyet vb.ni belirlemeye veya anlamaya çalışmak: «Kalbimi ne zaman yokladımsa ona dair bir iz bulamadım.» -S. M. Alus. 4. Ziyaret veya sağlığını sormak amacıyla birine gitmek: «Ara sıra da birimizden biri yukarı çıkarak Sevim'i yokluyordu.» -R. N. Güntekin. 5. Ara sıra etkisini göstermek: İlaç aldığım hâlde ağrılarım yine beni yokluyor. 6. Aramak, araştırmak: «Odaların köşe bucağını yoklamaya başladılar.» -M. Ş. Esendal.

YOKLAMAK = (yoklamak nedir; yoklamak ne demek; yoklamak İngilizcesi) 1. Nişanlılar ve aileleri birbirlerine armağan vermek 2. Hasta, lohusa görmek, armağan vermek.

YOKLAMAK = (yoklamak nedir; yoklamak ne demek; yoklamak İngilizcesi) Araştırmak.

YOKLAMAK = (yoklamak nedir; yoklamak ne demek; yoklamak İngilizcesi) Hastalık, ara ara belirmek: Sıtma sık sık yoklamaya başladı.

yoklamak = check etmek [öz Türkçe - eski terim]

yoklamak = muayene etmek [öz Türkçe - eski terim]

yoklamak = çek etmek [öz Türkçe - eski terim]

1: 10 ms