• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

yerli

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1332

adjective / sıfat

antropoloji / anthropology

mimarlık

sıfat / adjective – economics

sıfat / adjective – geology

YERLİ = (yerli nedir; yerli ne demek; yerli İngilizcesi) Yaşadıkları bölgede doğmuş olanlar. Örneğin, nüfus istatistiklerinde yerli doğumlu ve yabancı doğumlu ayrımında olduğu gibi.

YERLİ = (yerli nedir; yerli ne demek; yerli İngilizcesi) 1. Taşınamayan, başka yere götürülemeyen: Yerli dolap. Yerli sedir. 2. Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan: «Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu.» -B. R. Eyuboğlu. 3. Belli bir bölgede yetişen, otokton: Yerli muz. Yerli meyve. 4. Bir yerin ilk sakini olan, otokton. 5. Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan: «Daha önceki gidişinde kendini yerli halka sevdirmişti.» -E. C. Güney.

YERLİ = (yerli nedir; yerli ne demek; yerli İngilizcesi) 1. Tümü, hepsi. 2. Tümden, büsbütün: Hasan bu köye yerli gelmiyecek. 3. Hiç: Cebinde yerli para kalmamış.

YERLİ = (yerli nedir; yerli ne demek; yerli İngilizcesi) Denizaşırı ülkelerde sömürge kurma dönemlerinde, dışardan gelenlerden ayırt etmek için, o ülkenin asıl halkından olan kişilere verilen ad.

YERLİ = (yerli nedir; yerli ne demek; yerli İngilizcesi) İlkel diye nitelenen halkların ve toplulukların üyeleri.

yerli = natif [öz Türkçe - eski terim]

yerli = otokton [öz Türkçe - eski terim]

yerli = mahallî [Türkçe - Osmanlıca]

1: 0 ms