Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1507YERLEŞMEK = (yerleşmek nedir; yerleşmek ne demek; yerleşmek İngilizcesi) 1. Yerine iyice oturmak, yerinde sabit olmak: Bu taş buraya adamakıllı yerleşmiş. 2. Yer bulup oturmak: «Arabaya, birbirine sıkışarak yerleştiler.» -S. F. Abasıyanık. 3. Çalışmak üzere bir iş yerine başlamak: Oğlu bankaya yerleşmiş. 4. Bir yerde oturmaya, yaşamaya başlamak: «Rıza böylece ahırın üst katındaki dairesine yerleşti.» -H. Taner. 5. (nsz) Eşyayı yerli yerine koymak: Taşındık, ama daha yerleşemedik. 6. Rahat bir biçimde oturmak: Koltuğa iyice yerleşti. 7. (nsz) mec. Yaygın duruma gelmek, tutunmak: «Demokrasinin ne suretle yerleşip kalabileceği hakkında garip fikirleri vardır.» -H. E. Adıvar. 8. (nsz, -e) mec. Alışılmak, kullanılır olmak: Birtakım yeni kelimeler zamanla yerleşiyor. 9. Sınav sonucuna göre herhangi bir eğitim kurumunda okumaya hak kazanmak, okumaya başlamak.
yerleşmek = ikamet etmek [öz Türkçe - eski terim]
yerleşmek = ârâm etmek [Türkçe - Osmanlıca]
yerleşmek = takarrür etmek [Türkçe - Osmanlıca]
yerleşmek = tavattun etmek [Türkçe - Osmanlıca]