Türkçe - İngilizce
YERİNE GETİRMEK = 1) yapması gerekeni veya kendisinden bekleneni yapmak: Görevlerini yerine getirdi. (He fulfilled his duties.) / Neden talimatlarımı yerine getirmedin? (Why haven't you carried out my instructions?) / Tanrı’ya inanır ama dini vecibelerini yerine getiren bir Hristiyan değildir. (He believes in God, but he is not a practicing Christian.) 2) eski duruma döndürmek.
yerine getirmek = eda etmek [öz Türkçe - eski terim]
yerine getirmek = icra etmek [öz Türkçe - eski terim]
yerine getirmek = ifa etmek [öz Türkçe - eski terim]
yerine getirmek = icrâ etmek [Türkçe - Osmanlıca]
yerine getirmek = îfâ etmek [Türkçe - Osmanlıca]