• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

wrong

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 1205

felsefe

mimarlık

WRONG = [rong] adjective
1 yanlış * eşanlamlı : incorrect, inaccurate, inexact, imprecise, mistaken, false, untrue * karşıtanlamlı : correct
İngilizce örnek : Your answer is wrong.
Türkçe çevirisi : Yanıtınız yanlış.
İngilizce örnek : I am afraid we have taken the wrong road.
Türkçe çevirisi : Maalesef yanlış yola girmişiz.
İngilizce örnek : You've got me wrong.
Türkçe çevirisi : Beni yanlış anladın.
İngilizce örnek : I took the wrong underground by mistake.
Türkçe çevirisi : Yanlışlıkla yanlış metroya binmişim.
2 yanlış, bozuk, bir şeyi var * eşanlamlı : out of order
İngilizce örnek : Is anything wrong with the meal?
Türkçe çevirisi : Yemeğin bir şeyi mi var?
İngilizce örnek : Is something wrong with it?
Türkçe çevirisi : Onun bir şeyi mi (kusuru mu) var?
İngilizce örnek : There must be something wrong, as it hurts so much.
Türkçe çevirisi : Yanlış giden bir şey olmalı, çok acıtıyor.
İngilizce örnek : There is something wrong with your computer.
Türkçe çevirisi : Bilgisayarınızın bir sorunu var.
3 haksız; yanılan
İngilizce örnek : You're wrong about that.
Türkçe çevirisi : O konuda haksızsınız.
İngilizce örnek : I'm sorry to disagree but I think you're wrong.
Türkçe çevirisi : Size katılmadığım için özür dilerim ama haksızsınız.
İngilizce örnek : You are wrong on that issue.
Türkçe çevirisi : O konuda yanılıyorsunuz.
¤ adverb
yanlış biçimde, yanlış * eşanlamlı : wrongly, incorrectly, improperly * karşıtanlamlı : properly
İngilizce örnek : You spelt his name wrong.
Türkçe çevirisi : Onun adının harflerini yanlış söyledin.
¤ verb
haksızlık etmek, günahını almak
* go wrong = kötü sonuçlanmak, ters gitmek
İngilizce örnek : Things went wrong from the start.
Türkçe çevirisi : Her şey başından yanlış gitti.
İngilizce örnek : What went wrong in that experiment?
Türkçe çevirisi : O deneyde ne yanlış gitti?
İngilizce örnek : Something's gone wrong with my mobile phone.
Türkçe çevirisi : Cep telefonuma bir şey oldu.
İngilizce örnek : Do you get upset easily when things go wrong?
Türkçe çevirisi : İşler ters gidince hemen üzülür müsün?
* what's wrong with …? = -in nesi var?
İngilizce örnek : What's wrong with you?
Türkçe çevirisi : Neyin var?
İngilizce örnek : What's wrong with your car?
Türkçe çevirisi : Arabanın nesi var?

1: 0 ms