İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 3271 WET = [wet] adjective
1 ıslak, yaş * eşanlamlı : damp, moist, soaked, drenched, humid * karşıtanlamlı : dry
İngilizce örnek : The floor is wet.
Türkçe çevirisi : Yer ıslak.
İngilizce örnek : The boy's face is wet with tears.
Türkçe çevirisi : Oğlanın yüzü gözyaşlarından ıslak.
İngilizce örnek : Dogs have wet noses.
Türkçe çevirisi : Köpeklerin ıslak burnu olur.
İngilizce örnek : You're wet; I'll find you something to put on.
Türkçe çevirisi : Islaksın (ıslanmışsın); giymen için bir şey bulayım.
2 (boya) kurumamış
İngilizce örnek : Be careful, the pain is wet.
Türkçe çevirisi : Dikkatli ol, boya kurumamış.
3 yağmurlu * eşanlamlı : showery, rainy
İngilizce örnek : It is wet outside.
Türkçe çevirisi : Dışarısı yağmurlu.
¤ noun
yağmur, yağmurlu hava * eşanlamlı : water, rain
¤ verb
1 ıslatmak, nemlendirmek * eşanlamlı : soak, damp, dampen, moisten, drench, spray, irrigate * karşıtanlamlı : dry
İngilizce örnek : Let me wet this cloth and clean the table.
Türkçe çevirisi : Bu bezi ıslatıp masayı temizleyeyim.
2 altına işemek, üstünü ıslatmak
* get wet = ıslanmak
İngilizce örnek : If you don't take an umbrella, you're going to get wet.
Türkçe çevirisi : Şemsiye almazsan ıslanacaksın.
İngilizce örnek : He wanted to hide from a heavy rain, he didn't want to get wet.
Türkçe çevirisi : Yoğun yağmurdan kaçmak istedi, ıslanmak istemiyordu.