• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

uzanmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 778

fiil / verb

yerbilim

UZANMAK = (uzanmak nedir; uzanmak ne demek; uzanmak İngilizcesi) 1. Boylu boyunca yatmak: «Büyük bir karyola ve içinde ben uzanmışım, sen baş ucumda oturup sessiz bekliyorsun beni.» -N. Hikmet. 2. Gitmek: «Öğleden sonra Şişli'den Beyoğlu'na kadar uzandım.» -Y. K. Beyatlı. 3. (nsz) Bir alana yayılmak: «Sokağın dibinden gelen bir elektrik lambasının titreye titreye uzanan ışığında, bu iki gölgenin umumi şekilleri görülüyor.» -P. Safa. 4. (nsz) Bir şey boyunca sıralanmak: «İncecik ırmaklar vardı ki kenarları boyunca uzanan sazlıkları arasından pembe tüylü flamingolar gezinirdi.» -Y. K. Karaosmanoğlu. 5. Yetişmek, ulaşmak. 6. Vücudunu yöneltmek veya vücuduyla birlikte kolunu uzatmak: «Cici Bey balkondan ablasının penceresine bir daha uzandı.» -H. R. Gürpınar. 7. argo Sarkıntılık etmek.

UZANMAK = (uzanmak nedir; uzanmak ne demek; uzanmak İngilizcesi) Gitmek, ulaşmak.

UZANMAK = (uzanmak nedir; uzanmak ne demek; uzanmak İngilizcesi) Uzamak, boy atmak.

UZANMAK = (uzanmak nedir; uzanmak ne demek; uzanmak İngilizcesi) Uzun sürmek, uzamak.

uzanmak = imtidad etmek [Türkçe - Osmanlıca]

1: 0 ms