• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

traffic

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 2561

bilişim

TRAFFIC = ['trefik] noun
1 trafik * eşanlamlı : transport, transportation, freight; flow, movement
İngilizce örnek : There's a lot of traffic over this bridge.
Türkçe çevirisi : Köprününü üzerinde çok trafik var.
İngilizce örnek : There isn't much traffic in this town.
Türkçe çevirisi : Bu şehirde pek trafik yok.
İngilizce örnek : There is always a lot of traffic on this road.
Türkçe çevirisi : Bu yolda her zaman çok trafik vardır.
İngilizce örnek : He left early in case there was a lot of traffic.
Türkçe çevirisi : Çok trafik olur diye erken gitti.
İngilizce örnek : I was driving too fast, and the traffic warden made me pull over.
Türkçe çevirisi : Çok hızlı gidiyordum, trafik polisi beni çevirdi (durdurarak yolun kenarına çekti).
2 ticaret; uyuşturcu ticareti * eşanlamlı : trade, commerce, business, dealings
* traffic jam = trafik sıkışıklığı
İngilizce örnek : I was stuck in a traffic jam and missed my plane.
Türkçe çevirisi : Trafik sıkışıklığına yakalandım ve uçağımı kaçırdım.
İngilizce örnek : The bus stood stationary in the traffic jam for ten minutes.
Türkçe çevirisi : Otobüs trafik tıkanıklığında on dakika hareketsiz durdu.
* traffic lights = trafik ışıkları
İngilizce örnek : Traffic lights are used to keep people and traffic safe.
Türkçe çevirisi : Trafik ışıkları, insanları ve trafiği emniyette tutmak için kullanılır.
İngilizce örnek : I get very angry when people don't obey traffic lights.
Türkçe çevirisi : İnsanlar trafik ışıklarına uymadıkları zaman çok sinir oluyorum.
* traffic signs = trafik işaretleri

TRAFFIC = (traffic nedir; traffic Türkçesi) Trafik. Nakil hattı üzerinde taşınan insanlar veya mallar.

TRAFFIC: Refers to the movement and flow of aircraft in a given airspace, including takeoffs, landings, and navigation between destinations.

1: 0 ms