• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

track

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 2812

biyoloji

gözbilim

madencilik

yerbilim

TRACK = [trek] noun
1 iz * eşanlamlı : trace, trail, sign, mark, footprint, footmark
İngilizce örnek : The hunters followed the tracks of the wolves in the snow.
Türkçe çevirisi : Avcılar karda kurtların izlerini takip ettiler.
2 patika * eşanlamlı : path, road, way
3 ray
4 pist, yarış pisti
İngilizce örnek : There's an exciting race taking place on the track.
Türkçe çevirisi : Pistte yapılmakta olan heyecanlı bir yarış var.
5 parça, şarkı
İngilizce örnek : This is the best track on his album.
Türkçe çevirisi : Bu, albümündeki en iyi şarkı.
6 palet, tırtıl
¤ verb
izini takip etmek, izini sürmek * eşanlamlı : follow, trail, trace, hunt, pursue, chase * karşıtanlamlı : catch
İngilizce örnek : He is being closely tracked by the police.
Türkçe çevirisi : Polis tarafından yakından takip ediliyor.
* keep track (of) = -den haberdar olmak
* track down = izleyerek bulmak
İngilizce örnek : The police used dogs to track down the thieves.
Türkçe çevirisi : Polis, hırsızları izleyerek bulmak için köpek kullandı.
İngilizce örnek : The police tracked down the killer and arrested him.
Türkçe çevirisi : Polis katili izleyerek buldu ve onu tutukladı.
* tracking events = atletizm karşılaşmaları

1: 0 ms