Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4089TORUN = (torun nedir; torun ne demek; torun İngilizcesi) 1. Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu: «Onun torunu koşarak yanına gelir, yüzünü, gözlerini öper!» -A. Ş. Hisar. 2. mec. Aynı soydan gelenlerden her biri: «... mademki hepimiz Âdem'le Havva'nın torunlarıyız...» -A. İlhan. 3. mec. Takip eden, benimseyen, seven kimse: «Aradan 70 yıl geçmesine rağmen, Akif'in torunları o şiiri hâlâ ezberliyor.» -A. Kabaklı. 4. argo Acemi er.
TORUN = (torun nedir; torun ne demek; torun İngilizcesi) hafîd. ~lar : ahfâd.
TORUN = (torun nedir; torun ne demek; torun İngilizcesi) Yeğen: Ali'nin torunu çok akıllı.
torun = hafîd [Türkçe - Osmanlıca]
torun = nebîre [Türkçe - Osmanlıca]
torun = nevâde [Türkçe - Osmanlıca]
torun = neve [Türkçe - Osmanlıca]
torun = sıbt [Türkçe - Osmanlıca]