Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 624tip = biçim [eski terim - öz Türkçe]
tip = cins [eski terim - öz Türkçe]
tip = çeşit [eski terim - öz Türkçe]
tip = örnek [eski terim - öz Türkçe]
tip = tepe [eski terim - öz Türkçe]
tip = tür [eski terim - öz Türkçe]
TIP nasıl okunur, okunuşu /tip/ isim
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 3894 TIP = [tip] noun
1 (burun, parmak, vb) uç * eşanlamlı : point, end, extremity, apex
İngilizce örnek : The tip of his nose was red.
Türkçe çevirisi : Burnunun ucu kırmızıydı.
İngilizce örnek : The tip of a needle is very sharp.
Türkçe çevirisi : İğnenin ucu çok sivri.
2 çöplük
3 bahşiş * eşanlamlı : gift, reward, gratuity, baksheesh
İngilizce örnek : He gave the waiter a tip.
Türkçe çevirisi : Garsona bahşiş verdi.
4 tavsiye * eşanlamlı : suggestion
¤ verb
1 eğmek, yana yatırmak; eğilmek * eşanlamlı : tilt, incline, lean
2 devirmek; devrilmek * eşanlamlı : upset, overturn, knock over, upset
3 bahşiş vermek
İngilizce örnek : I spent a small fortune tipping porters.
Türkçe çevirisi : Hamallara bahşiş vererek küçük bir servet harcadım.
* on the tip of one's tongue = dilinin ucunda olmak
İngilizce örnek : The answer is on the tip of my tongue.
Türkçe çevirisi : Cevap dilimin ucunda.