Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2919TELAŞ = (telaş nedir; telaş ne demek; telaş İngilizcesi) 1. Herhangi bir sebeple acelecilik: «Atatürk'ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık.» - = H. Taner. 2. Kaygı, tasa, sıkıntı, endişe: «Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı.» - = H. E. Adıvar. 3. Şaşkınlıktan doğan karışıklık, kargaşa: «O günü vapurda bulunup da hanımların telaşını görseydiniz.» - = R. N. Güntekin.
telaş = dağdağa [Türkçe - Osmanlıca]
telaş = gâile [Türkçe - Osmanlıca]
telaş = tekâpu [Türkçe - Osmanlıca]