• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

talk

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 21967

TALK = Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, pudra, hapların dolgu maddesi ve süzgeç olarak kullanılan çok ince toz halindeki magnezyum metasilikat.

talk

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 935

TALK = [to: k] verb
1 konuşmak, söylemek * eşanlamlı : speak, utter, express, say
İngilizce örnek : He was talking to himself.
Türkçe çevirisi : Kendi kendine konuşuyordu.
İngilizce örnek : Don't talk about our private life in front of your friends.
Türkçe çevirisi : Arkadaşlarının önünde (yanında) özel hayatımızı konuşma.
İngilizce örnek : John likes talking on the phone.
Türkçe çevirisi : John, telefonda konuşmaktan hoşlanıyor.
İngilizce örnek : She often talks about her children.
Türkçe çevirisi : Sık sık çocukları hakkında konuşur.
İngilizce örnek : Don't interrupt when I'm talking.
Türkçe çevirisi : Ben konuşurken lafımı kesme.
İngilizce örnek : You're talking nonsense.
Türkçe çevirisi : Saçma konuşuyorsun. (Saçmalıyorsun.)
İngilizce örnek : There's something I want to talk to you about.
Türkçe çevirisi : Sana sözünü etmek istediğim bir şey var.
İngilizce örnek : We talked of getting tickets to his concert, but then we changed our minds.
Türkçe çevirisi : Onun konserine bilet almaktan söz ettik, ama daha sonra fikrimizi değiştirdik.
2 görüşmek * eşanlamlı : communicate, converse, discuss, chat
İngilizce örnek : We don’t talk to each other any more.
Türkçe çevirisi : Artık birbirimizle görüşmüyoruz.
¤ noun
1 konuşma, görüşme * eşanlamlı : conversation, chat, discussion, dialogue
İngilizce örnek : Did you hear the talk on the radio?
Türkçe çevirisi : Radyodaki konuşmayı duydun mu?
İngilizce örnek : She gave us a talk about her experiences.
Türkçe çevirisi : Deneyimleri hakkında bize bir konuşma yaptı.
İngilizce örnek : The breakdown of the talks surprised everyone.
Türkçe çevirisi : Görüşmelerin kesilmesi herkesi şaşırttı.
2 konuşma, konferans * eşanlamlı : speech, lecture, address, oration
3 konuşma biçimi
* talk down to = biriyle küçümseyici bir biçimde konuşmak
* talk into = -meye ikna etmek
* talk out of = -den vazgeçirmek
* talk over = görüşmek, tartışmak
İngilizce örnek : I can't decide now; I must talk it over with my chief.
Türkçe çevirisi : Şu anda karar veremem; onu şefimle görüşmem lazım.
İngilizce örnek : I think you should talk it over with your parents.
Türkçe çevirisi : Bence bunu annen babanla görüşmelisin.
İngilizce örnek : Let's go and talk it over.
Türkçe çevirisi : Gidip bunu görüşelim.
İngilizce örnek : We talked over several solutions at the dinner last night.
Türkçe çevirisi : Geçen gece yemekte birkaz çözüm üzerinde tartıştık.
* talk sense = aklı başında laflar etmek
İngilizce örnek : Now you're talking sense.
Türkçe çevirisi : Şimdi makul konuşuyorsun.
* talk shop = (iş dışında) işten konuşmak
İngilizce örnek : I'm not going to talk shop tonight.
Türkçe çevirisi : Bu akşam işten konuşmayacağım.

1: 0 ms