İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 262 TABLE = ['teybıl] noun
1 masa
İngilizce örnek : She put her books on the table.
Türkçe çevirisi : Kitaplarını masaya koydu.
İngilizce örnek : The lamp is on the table.
Türkçe çevirisi : Lamba masanın üzerindedir.
2 yemek, sofra, masa
İngilizce örnek : Children should behave well at the table.
Türkçe çevirisi : Çocuklar sofrada iyi davranmalı (uslu durmalı).
İngilizce örnek : I'd like to book a table for a party of six at 8 pm, please.
Türkçe çevirisi : Parti için saat sekize altı kişilik bir masa ayırtmak istiyorum lütfen.
İngilizce örnek : She helped her mother to lay the table.
Türkçe çevirisi : Annesinin sofrayı kurmasına yardımcı oldu.
3 tablo, çizelge * eşanlamlı : diagram, chart, graph, tabulation, schedule
* table tennis = sp. masatenisi