• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

sıkışmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 2533

deyim – İngiliz İngilizcesi

SIKIŞMAK
1. Kalabalıktan dolayı birbirine çok yaklaşmak: Metrobüs çok kalabalıktı, sıkıştım.
2. İki şey arasında kalmak: Parmağı kapıya sıkışmış.
3. Yerinden oynamamak, kolay çıkamayacak bir hâl almak: Vida sıkışmış, çıkmıyor.
4. Dar bir yere zorla sığmak: Salonun bir köşesine sıkışarak konuşmacıyı dinledik.
5. Zor bir durumda kalmak: Sıkışınca bana gelir, yardım etmemi isterdi.
6. Sıkıntı ve darlık vermek, çarpıntısı tutmak: Doktor bey, göğsüm sıkışıyor.
7. Tuvalet ihtiyacı gelmek, abdesti gelmek: Çok sıkıştım, yakınlarda bir tuvalet var mı acaba?

1: 0 ms