Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3762SÜRÜKLEMEK = (sürüklemek nedir; sürüklemek ne demek; sürüklemek İngilizcesi) 1. Bir şeyi yerden kaldırmadan iterek veya çekerek götürmek: «Prenses koluma girdi, sürüklercesine büfeye götürdü.» -A. Gündüz. 2. Akarsu alıp götürmek: «Sakarya nehri kırılmış söğüt dallarını, saman çöplerini sürüklüyordu.» -A. İlhan. 3. mec. İstekli olmayan birini bir yere götürmek, getirmek: «Seni bırakmam vallahi diyor ve bazen gittiği yerlere bile onu sürükleyip götürmek istiyordu.» -Y. K. Karaosmanoğlu. 4. (-i, -e) mec. Bir kimseyi, bir işi yapmaya zorlamak. 5. (-i, -e) mec. Kötü bir duruma, sona doğru götürmek: «Hepimizi bu dipsiz denizin enginlerinde mahvolmaya sürükledin, dediler.» -A. Kabaklı. 6. (-i, -e) mec. İlgi uyandırarak bırakamayacak duruma getirmek, çok ilgilendirmek: «... benim çağdaşlarımdan kim bilir kaç bin genci bahtiyar rüyalara sürüklemiştir.» -Y. Z. Ortaç.