• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

strength

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 872

STRENGTH = [strengt] noun
1 güç, kuvvet * eşanlamlı : power, might, vigour, energy, vigour
İngilizce örnek : The agreement will add strength to both companies.
Türkçe çevirisi : Anlaşma, her iki şirkete güç katacaktır.
İngilizce örnek : Can we gauge the strength of economy with the average per capita income?
Türkçe çevirisi : Ekonominin gücünü ortalama kişi başına gelirle ölçebilir miyiz?
İngilizce örnek : The runner had the strength and stamina to win the gold medal.
Türkçe çevirisi : Koşucu, altın madalyayı kazanacak güç ve dayanıklılığa sahipti.
2 dayanıklılık * eşanlamlı : robustness, sturdiness, durability, soundness * karşıtanlamlı : weakness
İngilizce örnek : The fabric has low tear strength.
Türkçe çevirisi : Kumaşın düşük yırtılma dayanıklılığı var. (Kumaş yırtılmaya dayanıklı değil.)
3 şiddet * eşanlamlı : intensity, vehemence
4 üstünlük, avantaj
İngilizce örnek : We have numerical strength over the enemy.
Türkçe çevirisi : Düşmana karşı sayısal üstünlüğümüz var.

1: 0 ms