İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 11071 STRAIT = [streyt] noun
1 coğ. boğaz * eşanlamlı : channel
İngilizce örnek : The boat moved into the narrow strait.
Türkçe çevirisi : Tekne dar boğaza doğru hareket etti.
2 kon. sıkıntı, darlık, güç durum * eşanlamlı : trouble, distress, hardship, poblem, difficulty
İngilizce örnek : If help doesn't come, we'll be in serious straits.
Türkçe çevirisi : Yardım gelmezse ciddi bir sıkıntıya gireceğiz.
İngilizce örnek : To such straits was he reduced by his extravagance that he took to begging.
Türkçe çevirisi : Savurganlığı yüzünden öyle bir kötü duruma düştü ki dilenciliğe başladı.