• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

sour

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 10786

yeme içme

SOUR = [sauı] adjective
1 ekşi, (süt) ekşimiş, kesilmiş * eşanlamlı : acid, tart, bitter, sharp, bad, rancid * karşıtanlamlı : sweet
İngilizce örnek : A lemon or an unripe apple tastes sour.
Türkçe çevirisi : Limon veya olmamış bir elmanın tadı ekşidir.
İngilizce örnek : In the warm weather, the milk on the counter turned sour.
Türkçe çevirisi : Sıcak havada tezgâhın üzerindeki süt ekşidi.
2 ters, hırçın, huysuz * eşanlamlı : bad-tempered, embittered, touchy, peevish, unpleasant, cross, nasty * karşıtanlamlı : good-natured, genial

1: 0 ms