• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

sharp

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 2306

adjective / sıfat

SHARP = [şa: p] adjective
1 keskin, sivri * eşanlamlı : keen, acute, edged, pointed, cutting * karşıtanlamlı : blunt
İngilizce örnek : The knife is sharp.
Türkçe çevirisi : Bıçak keskindir.
İngilizce örnek : If a pencil is not sharp, we sharpen it.
Türkçe çevirisi : Kalemin ucu sivri değilse kalemi açarız.
İngilizce örnek : The lawnmower is no longer sharp enough to cut grass.
Türkçe çevirisi : Çim biçme makinesi artık ot kesecek kadar keskin değil.
İngilizce örnek : The road makes a sharp curve to the left.
Türkçe çevirisi : Yol sola keskin viraj yapıyor.
İngilizce örnek : There is a sharp pain in my stomach.
Türkçe çevirisi : Midemde keskin bir ağrı var.
2 dokunaklı
3 sert
4 zeki, uyanık * eşanlamlı : clever, intelligent, shrewd, quick-witted, bright, crafty, cunning * karşıtanlamlı : stupid, slow
İngilizce örnek : He has a sharp mind.
Türkçe çevirisi : Onun keskin bir zekâsı var.
5 buruk, ekşi, keskin * eşanlamlı : biting, cutting, caustic, bitter, acrid * karşıtanlamlı : mild
7 tiz, keskin * eşanlamlı : harsh, shrill
¤ adverb
1 tam
İngilizce örnek : I'll meet you at 9 o'clock sharp.
Türkçe çevirisi : Seni saat tam dokuzda karşılarım (karşılayacağım).
2 müz. diyez nota
3 diyez işareti

1: 0 ms