service
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 315ad / noun
ad / noun – military
ad / noun – sports
ad / noun – technical
eylem / verb
SERVICE = ['sö: vis] noun
1 hizmet, servis * eşanlamlı : aid, help, assistance
İngilizce örnek : Services like wake-up call, washing laundry, faxing and copying are available here.
Türkçe çevirisi : Burada, uyandırma telefonu, çamaşır yıkama, faks ve fotokopi gibi servisler vardır.
İngilizce örnek : I enjoy living here because the medical services are so good.
Türkçe çevirisi : Burada yaşamayı seviyorum çünkü sağlık hizmeti çok iyi.
İngilizce örnek : In most fancy restaurants, the service is usually excellent.
Türkçe çevirisi : Birçok lüks restoranda servis genellikle mükemmeldir.
2 görev, hizmet * eşanlamlı : work, employment, duty, function, business
İngilizce örnek : He has been on active service for the last three years.
Türkçe çevirisi : Son üç yıldır fiili hizmette.
3 hizmetçilik
4 ayin, tören * eşanlamlı : ceremony, rite, ritual, worship
İngilizce örnek : There is a church service in progress now.
Türkçe çevirisi : Şu anda yapılmakta olan bir kilise töreni var.
5 (tenis, voleybol vb.) servis
6 takım
İngilizce örnek : She bought a very elegant dinner service.
Türkçe çevirisi : Çok şık bir yemek takımı satın aldı.
¤ verb
(araba, makine vb.) servisten geçirmek, bakım yapmak
İngilizce örnek : I am having my car serviced.
Türkçe çevirisi : Arabama bakım yaptırıyorum.
* at your service = emrinize amade, emrinizde
* of service = yardımcı, yararlı
* service charge = (restoran vb.) servis (ücreti)
İngilizce örnek : There is a ten per cent service charge.
Türkçe çevirisi : Yüzde on servis (ücreti) var.
* service station = benzin istasyonu
SERVICE = (service nedir; service Türkçesi) 1-Hizmet, servis. 2-Belirli bir yolculuk yapan ve belirli bir Pazar hizmeti veren gemi filosu.
