• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

senior

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 2970

SENIOR = ['si: niı] adjective
1 yaşça daha büyük * eşanlamlı : older, elder, superior * karşıtanlamlı : junior
2 kıdemli
İngilizce örnek : My workmate is senior to me.
Türkçe çevirisi : İş arkadaşım benden daha kıdemli.
İngilizce örnek : He is the company's senior executive in charge of sales.
Türkçe çevirisi : O, şirketin satışa bakan kıdemli yöneticisi.
¤ noun
1 daha yaşlı olan kişi
2 son sınıf öğrencisi
İngilizce örnek : Most of the seniors will be graduated before they reach eighteen.
Türkçe çevirisi : Son sınıf öğrencilerinin çoğu on sekiz yaşına varmadan mezun olacak.

1: 10 ms