• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

save

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 1572

ana kullanım 4

bilişim

SAVE = [seyv] verb
1 kurtarmak * eşanlamlı : rescue, free, liberate, redeem, salvage
İngilizce örnek : He risked his life to save the drowning man.
Türkçe çevirisi : Boğulan adamı kurtarmak için hayatını tehlikeye attı.
İngilizce örnek : The young man dived into the river and saved the boy's life.
Türkçe çevirisi : Genç adam nehire daldı ve oğlanın hayatını kurtardı.
2 (para) biriktirmek * eşanlamlı : keep, reserve, store, hoard, economize
İngilizce örnek : I'm saving for a new computer.
Türkçe çevirisi : Yeni bir bilgisayar için para biriktiriyorum.
İngilizce örnek : I'm saving up to buy a new mobile phone.
Türkçe çevirisi : Yeni bir cep telefonu almak için para biriktiriyorum.
İngilizce örnek : I am saving money in order to buy a car.
Türkçe çevirisi : Araba almak için para biriktiriyorum.
İngilizce örnek : He had been saving since Christmas to buy a laptop.
Türkçe çevirisi : Bir dizüstü bilgisayar almak için Noel’den beri para biriktiriyor.
3 tasarruf etmek, tasarruf sağlamak
İngilizce örnek : Good insulation saves energy.
Türkçe çevirisi : İyi yalıtım enerji tasarrufu sağlar.
İngilizce örnek : If you walk instead of taking a taxi you save money.
Türkçe çevirisi : Taksi tutmak yerine yürüyerek gidersen para tasarruf edersin.
İngilizce örnek : To save gasoline is to act responsibly about the environment.
Türkçe çevirisi : Benzin tasarrufu yapmak (benzini idareli kullanmak), çevreye karşı sorumlulukla hareket etmektir.
4 (bilgisayara) kaydetmek
İngilizce örnek : I saved the changes I have made.
Türkçe çevirisi : Yaptığım değişiklikleri kaydettim.
İngilizce örnek : I saved the article as a Word document.
Türkçe çevirisi : Yazıyı Word belgesi olarak kaydettim.

1: 0 ms