• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

saklamak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1245

fiil / verb

havacılık

SAKLAMAK = (saklamak nedir; saklamak ne demek; saklamak İngilizcesi) 1. Elinde bulundurmak, tutmak: «Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı.» -İ. A. Gövsa. 2. (-i, -de) Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak: Paralarını kasada saklıyor. 3. Görünmesine engel olmak, ortalıkta bulundurmamak. 4. (-i, -de) Bozulmadan doğal durumları ile durmasını sağlamak, korumak, muhafaza etmek: Eti buzdolabında saklamak. Peyniri tuzlu suda saklamak. 5. (-i, -den) Gizli tutmak, duyurmamak: «Batı, o büyük kaynaktan sık sık faydalanır ama iktibaslarını titizce saklar.» -C. Meriç. 6. (-i, -e) Birine vermek için ayırmak: Bu kitabı size sakladım. 7. (nsz) mec. Korumak, esirgemek: Allah saklasın.

SAKLAMAK = (saklamak nedir; saklamak ne demek; saklamak İngilizcesi) Beklemek.

SAKLAMAK = (saklamak nedir; saklamak ne demek; saklamak İngilizcesi) Bir yazmaçta bulunan veriyi ana bellekte bir yere aktarmak.

SAKLAMAK = (saklamak nedir; saklamak ne demek; saklamak İngilizcesi) Muhafaza etmek, sakınmak, himaye etmek, korumak, esirgemek.

saklamak = hıfz etmek [öz Türkçe - eski terim]

saklamak = kamufle etmek [öz Türkçe - eski terim]

saklamak = muhafaza etmek [öz Türkçe - eski terim]

saklamak = kitmân etmek [Türkçe - Osmanlıca]

saklamak = muhafaza etmek [Türkçe - Osmanlıca]

SAKLAMAK
1
Eski eşyalarımı depoda saklıyorum.
I keep my old things in storage.

Ailemizin eski fotoğraflarını özenle saklıyoruz.
We keep old photographs of our family carefully.

Çikolatayı saklamak için buzdolabına koyabilirsin.
You can put the chocolate in the fridge for storage.

Bankada sakladığımız mücevherler aile mirasıdır.
The jewellery we keep in the bank is family heritage.

Para biriktirmek için her ay bir miktar paramı saklıyorum.
I keep some money every month to save money.

Geleceğe yatırım yapmak için bazı hisselerimi saklıyorum.
I keep some of my shares to invest in the future.

Eski günleri hatırlamak için bazı mektuplarımı saklıyorum.
I keep some of my letters to remember the old days.

Büyükannem bahçede yetiştirdiği sebzeleri kış için saklamayı severdi.
My grandmother liked to save the vegetables she grew in the garden for the winter.
2
Görüşlerimi genellikle saklarım çünkü tartışmayı sevmem.
I usually hide my opinions because I don't like to argue.

Sınavda başarılı olmak için bol bol çalıştım ama notlarımı saklamak istemiyorum.
I studied a lot to do well in the exam, but I don't want to keep my notes.

1: 0 ms