• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

rich

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 1239

RICH = [riç] adjective
1 zengin * eşanlamlı : wealthy, affluent, moneyed, prosperous, well-off * karşıtanlamlı : poor
İngilizce örnek : Carlos Slim Helu is the richest person in the world.
Türkçe çevirisi : Carlos Slim Helu, dünyanın en zengin insanıdır.
İngilizce örnek : She wants to marry a rich man.
Türkçe çevirisi : Zengin bir adamla evlenmek istiyor.
İngilizce örnek : Lottery is the only way for me to get rich.
Türkçe çevirisi : Benim için zengin olmanın tek yolu piyangodur.
İngilizce örnek : This food is rich in vitamins and low in fats.
Türkçe çevirisi : Bu yiyecek vitamin açısından zengin yağ açısından fakirdir (düşüktür).
İngilizce örnek : The country is rich in natural resources.
Türkçe çevirisi : Ülke doğal kaynaklar açısından zengindir.
2 verimli, bereketli * eşanlamlı : fertile, fecund, fruitful, productive, ample, abundant, plentiful * karşıtanlamlı : barren, unproductive
3 (yemek) yağlı, ağır * eşanlamlı : creamy, heavy
* the rich = zenginler
İngilizce örnek : A yacht is only for the rich.
Türkçe çevirisi : Yat, sadece zenginler içindir.

1: 0 ms