• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

rain

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 2418

ad / noun 2

ad / noun 4 – figurative

ad / noun 5 – cinema

RAIN = [reyn] noun
yağmur * eşanlamlı : drizzle, sprinkle
İngilizce örnek : He waited in the rain for an hour.
Türkçe çevirisi : Bir saat yağmurda bekledi.
İngilizce örnek : We walked all day in the rain.
Türkçe çevirisi : Yağmurda bütün gün yürüdük.
İngilizce örnek : If we had more rain our crops would grow faster.
Türkçe çevirisi : Daha fazla yağmur yağarsa ekinlerimiz daha hızlı büyür.
İngilizce örnek : I'm glad the rain has stopped.
Türkçe çevirisi : Yağmurun dindiğine sevindim.
İngilizce örnek : There is too much rain in the Black Sea Region.
Türkçe çevirisi : Karadeniz Bölgesi’nde çok fazla yağmur vardır.
İngilizce örnek : He caught a cold by standing in the rain at a football match.
Türkçe çevirisi : Futbol maçında yağmurda ayakta durmaktan üşüttü.
¤ verb
(yağmur) yağmak * eşanlamlı : drizzle
İngilizce örnek : It's raining.
Türkçe çevirisi : Yağmur yağıyor.
İngilizce örnek : Take an umbrella in case it rains.
Türkçe çevirisi : Şemsiye al, bakarsın yağmur yağar.
İngilizce örnek : I am going out even if it doesn’t rain.
Türkçe çevirisi : Yağmur yağmazsa dışarı çıkıyorum.
* rain forest = tropikal orman
İngilizce örnek : I like watching documentaries about rain forests.
Türkçe çevirisi : Yağmur ormanları hakkında belgeseller izlemeyi seviyorum.

RAIN = (rain nedir; rain Türkçesi) 0.5 mm.den daha büyük sıvı su damlaları şeklindeki yağışa verilen isim. Eğer havada dağılırsa damlalar daha da küçülebilir. METAR ve gözlemlerde 'R' ile rapor edilir. Yağmurun yoğunluğu düşme oranına bağlıdır. 'Çok hafif (R--) yağmurun anlamı, yağmur damlalarının yeri tam olarak ıslatmamasıdır. 'Hafif' (R-) yağmurun anlamı, bir saat içinde 1 inçten daha fazla yağış bırakması, 'orta kuvvetli' (R) yağmurun anlamı saatte 0.11 ile 0.30 inç arası yağış bırakması, 'kuvvetli yağmur'un (R+) anlamı ise saatte 0.3 inçten daha fazla yağmur düşmesidir (1 inç, 2.54 santimetreye eşittir.).

1: 0 ms