promise
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 2229ana kullanım 1
ana kullanım 2
PROMISE = ['promis] verb
1 söz vermek, vaat etmek * eşanlamlı : vow, pledge, swear, give one’s word, assure, guarantee
İngilizce örnek : She promised to help us.
Türkçe çevirisi : Bize yardım etmeye söz verdi.
İngilizce örnek : My father promised me to buy a new computer.
Türkçe çevirisi : Babam bana yeni bir bilgisayar almaya söz verdi.
İngilizce örnek : I promised that I would be back before midnight.
Türkçe çevirisi : Gece yarısından önce dönmeye söz verdim.
İngilizce örnek : I promised the novel to Dursun.
Türkçe çevirisi : Romanı Dursun’a söz verdim.
İngilizce örnek : I promise you that I will be at the airport before your arrival.
Türkçe çevirisi : Senin varışından önce havaalanında olacağıma (dair) sana söz veriyorum.
2 göstermek, belirtisi olmak * eşanlamlı : indicate
İngilizce örnek : He promised he would cut down on his drinking.
Türkçe çevirisi : İçkiyi azaltacağına söz verdi.
¤ noun
1 söz, vaat, taahhüt * eşanlamlı : vow, pledge, oath, assurance, word
İngilizce örnek : Can he have forgotten his promise?
Türkçe çevirisi : Sözünü unutmuş olabilir mi?
2 umut, beklenti
* break a promise = sözünü tutmamak
İngilizce örnek : He often broke his promises, so I don't believe him any more.
Türkçe çevirisi : Sık sık sözünü tutmaz, bu yüzden artık ona inanmıyorum.
* give/make a promise = söz vermek
İngilizce örnek : He gave a reluctant promise.
Türkçe çevirisi : İsteksiz bir vaatte bulundu.
İngilizce örnek : I can't make a definite promise.
Türkçe çevirisi : Kesin bir söz veremem.
* keep a promise = sözünü tutmak
İngilizce örnek : You ought to have kept your promise.
Türkçe çevirisi : Sözünü tutman gerekirdi.
İngilizce örnek : He kept her promise to help me.
Türkçe çevirisi : Bana yardım etme sözünü tuttu.
