proceeding
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 4442ana kullanım
hukuk
PROCEEDING = [prı'si: ding] noun
1 olaylar dizisi, gidişat
İngilizce örnek : There have been suspicious proceedings in committee meetings.
Türkçe çevirisi : Kurul toplantılarında kuşkulu gidişat oldu.
2 dava; işlem; kovuşturma, takibat
İngilizce örnek : He didn't need to start divorce proceedings as his wife died suddenly of cancer.
Türkçe çevirisi : Karısı birden kanserden ölünce boşanma işlemlerine başlamasına gerek kalmadı.
İngilizce örnek : The accused sat silently throughout the proceedings.
Türkçe çevirisi : Sanık dava boyunca sessizce oturdu.
