• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

private

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 553

ekonomi

PRIVATE = ['prayvit] adjective
1 özel * eşanlamlı : special, particular, exclusive * karşıtanlamlı : general
İngilizce örnek : I don't want to tell you about my private life.
Türkçe çevirisi : Sana özel hayatımı anlatmak istemiyorum.
İngilizce örnek : You are not allowed to make private calls during office hours.
Türkçe çevirisi : Mesai saatlerinde özel telefon konuşması yapmanız yasaktır.
İngilizce örnek : He wants to start his own private business.
Türkçe çevirisi : Kendi özel işyerini açmak istiyor.
2 kişisel * eşanlamlı : personal, individual, intimate * karşıtanlamlı : communal
İngilizce örnek : I have some personal problems.
Türkçe çevirisi : Bazı kişisel sorunlarım var.
3 gizli * eşanlamlı : secret, confidential, hidden * karşıtanlamlı : public
İngilizce örnek : The general received private information.
Türkçe çevirisi : General gizli bilgi aldı.
¤ noun
ask. (rütbesiz) er, asker
İngilizce örnek : Privates must salute officers.
Türkçe çevirisi : Erat subaylara selam vermek zorundadır.
* in private = özel olarak, yalnız
İngilizce örnek : I want to discuss the matter with you in private, not in front of other people.
Türkçe çevirisi : Meseleyi seninle, diğer insanların önünde değil, özel olarak tartışmak istiyorum.
* private detective/investigator = özel dedektif
* private company = özel şirket
İngilizce örnek : He works for a private company.
Türkçe çevirisi : Özel bir şirkette çalışıyor.
* private enterprise = özel teşebbüs
* private school = özel okul
İngilizce örnek : Private school fees are very high.
Türkçe çevirisi : Özel okul ücretleri çok yüksek.

1: 0 ms