• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

positive

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 934

POSITIVE = ['pozitiv] adjective
1 olumlu
İngilizce örnek : He has a positive attitude to life.
Türkçe çevirisi : Hayata karşı olumlu bir tutumu vardır.
İngilizce örnek : The increase in rain had a positive effect on crop growth.
Türkçe çevirisi : Yağmurdaki artış, ekinin gelişmesine olumlu bir etkide bulundu.
2 mutlak, kesin * eşanlamlı : definite, sure, clear, certain, assured * karşıtanlamlı : uncertain, dubious
İngilizce örnek : We must take positive steps to end terrorism.
Türkçe çevirisi : Terörizme karşı kesin önlemler almalıyız.
3 emin * eşanlamlı : sure, certain, definite * karşıtanlamlı : unsure, dubious
İngilizce örnek : The reporter seemed to be positive about the information he had.
Türkçe çevirisi : Muhabir, edindiği bilgiden emin gibi görünüyordu.
4 mat. artı, pozitif
5 (fotoğraf) pozitif

1: 0 ms