• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

perfect

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 1417

PERFECT = ['pö: fikt] adjective
1 mükemmel, kusursuz, eksiksiz * eşanlamlı : flawless, faultless, excellent, unblemished, ideal, superb * karşıtanlamlı : imperfect
İngilizce örnek : He speaks perfect French.
Türkçe çevirisi : Mükemmel Fransızca konuşuyor.
İngilizce örnek : It was a perfect spring's day.
Türkçe çevirisi : Mükemmel bir ilkbahar günüydü.
İngilizce örnek : Don't they make a perfect couple!
Türkçe çevirisi : Ne kadar da mükemmel bir çift oluşturuyorlar!
İngilizce örnek : Practice makes perfect.
Türkçe çevirisi : Uygulama (insanı) mükemmel yapar. (İnsan bir şeyi yapa yapa mükemmel olur.)
2 tam * eşanlamlı : complete, finished, entire, full, whole
İngilizce örnek : The earth is not quite a perfect sphere.
Türkçe çevirisi : Dünya tam bir küre (şeklinde) değildir.

1: 0 ms