Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2369PARLAK = (parlak nedir; parlak ne demek; parlak İngilizcesi) 1. Parlayan, ışıldayan: «Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu.» -H. E. Adıvar. 2. Temiz ve ışıklı: «Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı / Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı» -F. N. Çamlıbel. 3. mec. Göze çarpacak kadar başarılı: «Birinci İnönü Harbini parlak bir zaferle kazandık.» -A. Gündüz. 4. kaba Yüzü güzel (oğlan).
PARLAK = (parlak nedir; parlak ne demek; parlak İngilizcesi) Gelin ayakkabısı.
parlak = cilalı [öz Türkçe - eski terim]
parlak = mücella [öz Türkçe - eski terim]
parlak = âbdâr [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = dirahşân [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = fürûzân [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = garrâ [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = münevver [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = rahşan [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = şa'şa'adâr [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = şu'lever [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = tâbân [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = tâbdar [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = tâbende [Türkçe - Osmanlıca]
parlak = tâbnâk [Türkçe - Osmanlıca]