• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

pack

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 5397

hekimlik

ormancılık

PACK = [pek] noun
1 bohça, çıkın * eşanlamlı : bundle
2 paket * eşanlamlı : package, parcel, packet
İngilizce örnek : He bought a pack of cigarettes.
Türkçe çevirisi : Bir paket sigara satın aldı.
3 sürü * eşanlamlı : herd, flock; crowd, throng, mob, group, gang
İngilizce örnek : The police are after a pack of thieves.
Türkçe çevirisi : Polis, bir hırsız sürüsünün peşinde.
4 (iskambil) deste
¤ verb
1 paketlemek, sarmak
İngilizce örnek : Pack those glasses and plates carefully.
Türkçe çevirisi : Bu bardak ve tabakları dikkatle paketle.
İngilizce örnek : Use old newspapers to pack the cups and saucers.
Türkçe çevirisi : Fincan ve fincan altlarını paketlemek için eski gazeteleri kullan.
2 bavul toplamak, eşyalarını (valize) koymak, seyahat için valizini hazırlamak
İngilizce örnek : He packed his suitcase.
Türkçe çevirisi : Valizini topladı. (Eşyalarını valize koydu.)
İngilizce örnek : We got up late and packed in great haste.
Türkçe çevirisi : Geç kalktık ve acele ile valizlerimizi topladık.
İngilizce örnek : They were busy in packing their things.
Türkçe çevirisi : Eşyalarını valize yerleştirmekle meşguldüler.
İngilizce örnek : I packed my cases before going on holiday.
Türkçe çevirisi : Tatile çıkmadan önce valizimi topladım.
İngilizce örnek : Susan is going to the seaside, and is now packing her clothes.
Türkçe çevirisi : Susan deniz kenarına gidiyor, ve şimde giysilerini valize koyuyor.
İngilizce örnek : Have you packed the things yet? We're leaving in an hour.
Türkçe çevirisi : Eşyalarını valize koydun mu? Bir saat içinde çıkıyoruz.
3 tıka basa doldurmak * eşanlamlı : cram, ram, stuff, jam, press, compact, compress, fill
İngilizce örnek : People packed the mosque for the funeral.
Türkçe çevirisi : Cenaze töreni için insanlar camiyi tıklım tıklım doldurdu.
* pack sth in = bırakmak, ayrılmak
İngilizce örnek : John has packed in his job.
Türkçe çevirisi : John işini bıraktı.
* pack up = 1 işi bitirmek
İngilizce örnek : We must pack up and leave at once.
Türkçe çevirisi : İşi bitirip hemen gitmeliyiz.
2 (makine) arıza yapmak

1: 0 ms