• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

outstanding

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 4273

OUTSTANDING = [aut'stending] adjective
1 göze çarpan, önemli, harika * eşanlamlı : eminent, prominent, distinguished, notable, striking, impressive, noticeable * karşıtanlamlı : insignificant
İngilizce örnek : Medals sometimes reward outstanding feats of bravery.
Türkçe çevirisi : Madalyalar bazen önemli kahramanlıkları ödüllendirir.
İngilizce örnek : He made an outstanding speech.
Türkçe çevirisi : Önemli bir konuşma yaptı.
İngilizce örnek : Your son is the most outstanding student in the class.
Türkçe çevirisi : Oğlunuz sınıfta en göze çarpan öğrenci.
2 ödenmemiş * eşanlamlı : unpaid, owing, due
İngilizce örnek : The balance outstanding is now 3000 liras.
Türkçe çevirisi : Ödenmemiş bakiye şimdi 3000 lira.

1: 0 ms