• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

outside

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 628

OUTSIDE = [aut'sayd] preposition
dışında; dışına
İngilizce örnek : I'll meet you outside the cinema.
Türkçe çevirisi : Seni sinemanın dışında karşılarım.
İngilizce örnek : They are standing outside the restaurant.
Türkçe çevirisi : Restoranın dışında ayakta duruyorlar.
İngilizce örnek : I've never worked outside Turkey before.
Türkçe çevirisi : Daha önce hiç Türkiye’nin dışında çalışmadım.
¤ adverb
dışarıda; dışarıya
İngilizce örnek : It happened outside.
Türkçe çevirisi : Dışarıda oldu.
İngilizce örnek : Let's go outside for some fresh air.
Türkçe çevirisi : Biraz temiz hava için dışarı çıkalım.
İngilizce örnek : Let's go indoors. It's getting cold outside.
Türkçe çevirisi : İçeri girelim. Dışarısı soğuyor.
İngilizce örnek : The postman is waiting for me outside.
Türkçe çevirisi : Postacı dışarıda beni bekliyor.
¤ adjective
dış * eşanlamlı : external, exterior, outer, outward * karşıtanlamlı : inside
İngilizce örnek : The epidermis is the outside layer of skin on the human body.
Türkçe çevirisi : Üstderi, insan vücudunda cildin üst tabakasıdır.
¤ noun
1 dış (taraf) * eşanlamlı : exterior, surface
İngilizce örnek : The house looks beautiful from the outside.
Türkçe çevirisi : Ev dıştan güzel görünüyor.
2 dış görünüş * eşanlamlı : appearance
* outside left = sp. solaçık
* outside right = sp. sağaçık

1: 0 ms