Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4911OLGUN = (olgun nedir; olgun ne demek; olgun İngilizcesi) Veteriner hekimliği folklorunda sıcak ve yumuşak apse.
OLGUN = (olgun nedir; olgun ne demek; olgun İngilizcesi) (halk dilinde) Veteriner hekimliği folklorunda sıcak ve yumuşak apse.
OLGUN = (olgun nedir; olgun ne demek; olgun İngilizcesi) 1. Yenecek duruma gelmiş (meyve): «Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar.» -R. H. Karay. 2. mec. Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse), kâmil: «Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını bilmişti.» -Y. K. Karaosmanoğlu.
OLGUN = (olgun nedir; olgun ne demek; olgun İngilizcesi) Büyüme ve gelişimini tamamlayarak ergin evreye ulaşmış, matür.
OLGUN = (olgun nedir; olgun ne demek; olgun İngilizcesi) Büyüme ve gelişmesini tamamlayarak ergin evreye ulaşmış. Matür.
OLGUN = (olgun nedir; olgun ne demek; olgun İngilizcesi) Büyüme ve gelişmesini tamamlayarak kendi türüne özgü olan ergin evreye ulaşmış.
olgun = matur [öz Türkçe - eski terim]
olgun = matür [öz Türkçe - eski terim]
olgun = mütekâmil [öz Türkçe - eski terim]
olgun = kâmil [Türkçe - Osmanlıca]
olgun = mütekamil [Türkçe - Osmanlıca]
olgun = puhte [Türkçe - Osmanlıca]
olgun = resâ [Türkçe - Osmanlıca]