Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2411OLAĞANÜSTÜ = 1. Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade: Takım maçın sonlarına doğru olağanüstü bir baskı kurarak istediği sonucu elde etti. 2. Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade: Merkez Bankası olağanüstü bir faiz kararı aldı. 3. Büyük bir hayranlığa yol açan, harikulade: İnsanları ikna etme konusunda olağanüstü bir yeteneği var.
olağanüstü = acayip [öz Türkçe - eski terim]
olağanüstü = fevkalade [öz Türkçe - eski terim]
olağanüstü = gayritabii [öz Türkçe - eski terim]
olağanüstü = harika [öz Türkçe - eski terim]
olağanüstü = harikulade [öz Türkçe - eski terim]
olağanüstü = fevkalâde [Türkçe - Osmanlıca]
olağanüstü = hârikulâde [Türkçe - Osmanlıca]