• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

oil

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 826

ad / noun 1

sıfat / adjective 1

sıfat / adjective 2

sıfat / adjective 3

sıfat / adjective 6

OIL = [oyl] noun
1 yağ, sıvı yağ
İngilizce örnek : We use sunflower oil for frying.
Türkçe çevirisi : Kızartma için (kızartmalarda) ayçiçeği yağı kullanırız.
İngilizce örnek : The engine needs a litre of oil.
Türkçe çevirisi : Motorun bir litre yağa ihtiyacı var.
İngilizce örnek : You should always check your oil, water and tyres.
Türkçe çevirisi : Her zaman yağını, suyunu ve lastiklerini kontrol etmelisin.
İngilizce örnek : This oil will give protection from the sun.
Türkçe çevirisi : Bu yağ, güneşten koruma sağlar (güneşe karşı korur).
2 yağlıboya
İngilizce örnek : He prefers using watercolours to oils.
Türkçe çevirisi : Suluboya kullanmayı yağlıboya kullanmaya tercih eder.
3 petrol
İngilizce örnek : Oil is a source of great wealth for a number of countries.
Türkçe çevirisi : Petrol birçok ülke için büyük servet kaynağıdır.
İngilizce örnek : Local people are concerned about pollution from offshore oil wells.
Türkçe çevirisi : Bölge halkı sahil açıklarındaki petrol kuyularından endişe duyuyor.
4 zeytinyağı
¤ verb
yağ sürmek, yağlamak
İngilizce örnek : Oil the pump so that it will not break down.
Türkçe çevirisi : Arıza yapmaması için pompayı yağla.
* oil colour = yağlıboya
* oil painting = yağlıboya resim (sanatı)
* oil well = petrol kuyusu

1: 0 ms