• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

must

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 97

MUST = [mıst, mast] verb
1 (zorunluluk, gereklilik belirtir) -meli, -malı
İngilizce örnek : I must do some shopping today.
Türkçe çevirisi : Bugün biraz alışveriş yapmalıyım.
İngilizce örnek : Sorry, I really must go now!
Türkçe çevirisi : Affedersiniz, şimdi gerçekten gitmeliyim!.
İngilizce örnek : We must agree on a time and place to meet.
Türkçe çevirisi : Buluşmak için bir zaman ve yer kararlaştırmalıyız.
İngilizce örnek : You must hurry to catch your train.
Türkçe çevirisi : Trenini yakalamak için acele etmelisin.
İngilizce örnek : You must be about 30 years old.
Türkçe çevirisi : Aşağı yukarı 30 yaşında olmalısın.
2 (tahmin belirtir) -meli, -malı
İngilizce örnek : There must be some mistake.
Türkçe çevirisi : Bir hata olmalı.
İngilizce örnek : He must be the new manager.
Türkçe çevirisi : O, yeni müdür olmalı.
İngilizce örnek : You must be joking.
Türkçe çevirisi : Şaka yapıyor olmalısın.
İngilizce örnek : You must be starving.
Türkçe çevirisi : Açlıktan ölüyor olmalısın.
İngilizce örnek : You must have been furious.
Türkçe çevirisi : Öfkelenmiş olmalısın.
İngilizce örnek : You must have been worried.
Türkçe çevirisi : Kaygılanmış olmalısın.
3 (olumsuz cümlelerde yasaklama belirtir) -memeli, -mamalı
İngilizce örnek : You mustn't drink if you're going to drive.
Türkçe çevirisi : Araba kullanacaksan içki içmemelisin.
İngilizce örnek : You mustn't park there.
Türkçe çevirisi : Oraya park etmemelisin.
İngilizce örnek : You mustn't smoke in the toilets.
Türkçe çevirisi : Tuvaletlerde sigara içmemelisiniz.
¤ noun
gerekli şey, yapılması gereken şey
İngilizce örnek : A mosquito repellent is a must for camping.
Türkçe çevirisi : Bir sivrisinek ilacı, kamping için şarttır.

1: 0 ms