• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

lower

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 492

coğrafya

hekimlik

yelken sporu

LOWER = ['louı] adjective
alt * eşanlamlı : inferior, lesser, subordinate, minor * karşıtanlamlı : superior, upper
İngilizce örnek : The abdomen is the lower part of the body.
Türkçe çevirisi : Karın, vücudun alt bölgesidir.
İngilizce örnek : Move into a lower gear when you come to the corner.
Türkçe çevirisi : Bir köşeye gelince alt vitese geç.
¤ verb
1 azaltmak, kısmak, alçaltmak * eşanlamlı : reduce, decrease, cut, diminish, lessen, abate * karşıtanlamlı : increase
İngilizce örnek : He lowered his voice.
Türkçe çevirisi : Sesini alçalttı.
İngilizce örnek : Obeying the traffic rules will lower the number of accidents.
Türkçe çevirisi : Trafik kurallarına uymak kazaların sayısını azaltır.
2 azalmak * eşanlamlı : subside, decline
3 indirmek * eşanlamlı : drop, fall, descend * karşıtanlamlı : raise
İngilizce örnek : Are you in favour of lowering the age at which people can vote?
Türkçe çevirisi : İnsanların oy verebileceği yaşı indirmekten yana mısın?
4 (kendini) küçük düşürmek * eşanlamlı : degrade, abase, humble, humiliate, debase
* lower class = aşağı tabaka

1: 0 ms