İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 4216 LOUD = [laud] adjective
1 yüksek sesli, gürültülü * eşanlamlı : noisy, thundering, blaring, ear-splitting, sonorous, piercing, clamorous, rowdy * karşıtanlamlı : quiet
İngilizce örnek : Loud music gives me a headache.
Türkçe çevirisi : Yüksek seste müzik bana baş ağrısı veriyor.
İngilizce örnek : He spoke in a loud voice.
Türkçe çevirisi : Yükses sesle konuştu.
İngilizce örnek : I was awakened by their loud talking.
Türkçe çevirisi : Gürültülü konuşmalarından uyandım.
İngilizce örnek : The loud thunderstorm frightened the dog.
Türkçe çevirisi : Gürültülü fırtına köpeği korkuttu.
2 cırtlak, çiğ, cafcaflı * eşanlamlı : garish, glaring, lurid, flashy, showy, ostentatious
¤ adverb
yüksek sesle
İngilizce örnek : Don't talk so loud.
Türkçe çevirisi : O kadar yüksek sesle konuşma.