İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 609 LOST = [lost] bkz. lose; adjective
1 kayıp * eşanlamlı : missing, mislaid, disappeared, vanished, gone * karşıtanlamlı : found
İngilizce örnek : The police are looking for the lost child.
Türkçe çevirisi : Polis kayıp çocuğu arıyor.
2 yitirilmiş * eşanlamlı : wasted, misused, squandered, wrecked, destroyed; dead
3 boşa gitmiş
İngilizce örnek : Don’t be sorry for a lost opportunity.
Türkçe çevirisi : Boşa giden (değerlendirilmeyen) bir fırsat için üzülme.
* get lost = kaybolmak
İngilizce örnek : I got lost walking around the city.
Türkçe çevirisi : Şehirde dolaşırken kayboldum.
İngilizce örnek : They got lost in the jungle.
Türkçe çevirisi : Cengelde (balta girmemiş ormanda) kayboldular.