lose
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 2211ana kullanım
LOSE = [lu: z] verb
lost [lost]
1 kaybetmek, yitirmek * eşanlamlı : misplace, mislay, miss, forfeit * karşıtanlamlı : find, discover
İngilizce örnek : Although he has lost a lot of money, he is still rich.
Türkçe çevirisi : Çok para kaybetmesine rağmen hâlâ zengin.
İngilizce örnek : He lost his job because of his absence.
Türkçe çevirisi : İşe devamsızlığı yüzünden işini kaybetti.
İngilizce örnek : He might have lost his way.
Türkçe çevirisi : Yolunu kaybetmiş olabilir.
İngilizce örnek : The party lost the election.
Türkçe çevirisi : Parti seçimi kaybetti.
İngilizce örnek : I've lost my umbrella.
Türkçe çevirisi : Şemsiyemi kaybettim.
İngilizce örnek : He's trying to lose weight.
Türkçe çevirisi : Kilo vermeye çalışıyor.
2 yenilmek, kazanamamak, kaybetmek * eşanlamlı : fail, be defeated
İngilizce örnek : The team never thought it would lose such an easy match.
Türkçe çevirisi : Takım böyle kolay bir maçı kaybedeceğini hiç düşünmemişti.
3 (elden) kaçırmak
* lose oneself = kendini kaybetmek
* lose one's temper = tepesi atmak
İngilizce örnek : The children behaved so badly that the teacher lost her temper.
Türkçe çevirisi : Çocuklar (öğrenciler) o kadar kötü davrandılar ki öğretmenin tepesi attı.
